19 Mart 2009 Perşembe

Okuyucu Kullanım Deneyimleri

Herkese merhaba,
Matrix Müşteri Deneyimleri sitemi bu sitenin takipçilerine de açmaya karar verdim. Eğer siz de bir matrix kullanıcı iseniz ve deneyimlerinizi paylaşmak isterseniz seve seve sitemin sayfalarını açabilirim. Bunun için e-mail adresim deneyimlerinizi yazıp göndermeniz yeterli olacaktır. Olumlu olumsuz tüm deneyimlerinizi hiçbir sansüre uğratmaksızın yayınlayacağımdan emin olabilirsiniz. Sonuçta göndereceğiniz deneyimler sizin yaşadığınız deneyimlerdir ve buna herkesin saygı göstermesi gerektiğini düşünüyorum.
Deneyimlerinizi bekliyorum.
Göndereceğiniz e-mail adresi : egitim04@yahoo.co.uk

15 Mart 2009 Pazar

İlk Kullanım Deneyimleri


Uzun bir aradan sonra herkese tekrar merhaba,
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aracı kullanması çok keyifli. Sürüşün her anında sanki jeep kullanıyormuş gibi bir deneyim yaşıyorsunuz. Gerçekten trafikte herekese belli bir seviyenin üzerinde bakmak oldukça keyif verici. Üstelik bu durum gece uzun yolda karşı taraftan gelen araçların farlarından etkilenmemenizede yol açıyor. Arabanın hızlanması 1. viteste ağır. Ancak bu aracın 20 km. hıza ulaşmasına kadar sürüyor. 2. vitese attığınız andan itibaren turbonun farkını hissediyorsunuz. Sırtınızı resmen koltuğa yapıştırarak motorun gücü sizi öne doğru itiyor. Ve bu durum üst viteslerdede aynen devam ediyor. Yokuşlarda önceki arabamdan çok sıkıntılıydım. Resmen yokuşlarda bayılıyor sürekli vites küçültmek zorunda kalıyordum. Yeni Matriximde ise buna hiç ihtiyaç duymadım. Yokuşlarda hızlanması ve ivmelenmesi bir harika.
Arabanın görüş açısı mükemmel. Her tarafı görebiliyorsunuz. 360 derece yola çok hakim bir görüş açısı var. Özellikle aracın büyüklüğünden ötürü parklarda sıkıntı yaşarmıyım düşüncesi ile arka park sensörü taktırıtım. Ancak şimdi görüyorum ki görüş açısı o kadar mükemmelki arka park sensörüne hiç gerek yokmuş. Yeni Matrix alıcıları eğer çok acemi bir sürücü değilse arka park sensorü taktırmanıza hiç gerek yok.
Aracı aldığımdan beri İstanbulda neredeyse hergün yağmur yağdı ve ben aracı hep yağmurlarda kullanmak zorunda kaldım. Sonradan kendimin keşfettiği bir özellikten bahsetmek istiyorum bu çok işime yaradı çünkü. Aracın silecek fasılasını yağmurun şiddetine göre kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. Ses açma kapama düğmesi şeklinde bir sembolle silecek koluna bilezik gibi hareket eden bir parça eklenmiş. Ve silecek fasılalarını yağmura göre kendiniz kontrol edebiliyorsunuz. Bu çok kullandığım bir özellik oldu. Ancak yağmurda kullanırken aracın arka camına tekerlekten çok faza kirli su çarpıyor. Aracın arka camı oldukça yüksek olmasına rağmen bu durum hayret verici şekilde böyle. Arka cam sileceğini çalıştırmak araç hareket halindeyken hiç pratik olmadığını söyleyebilirim. Normalde diğer araçlarda kolu kendinize doğru çektiğinizde genellikle arka cam sileceği çalışır ve bu çok pratik bir yoldur. Ancak bu şekilde Yeni Matrix de ön camlara su fışkırtarak kısa süreli ön silecekleri çalıştırıyorsunuz. Hala tam öğrenemediğim bir şekilde kolu sola ya da sağa çevirerek çalıştırıyorsunuz. Bunu kullanırken çok zorlanıyorum ve hiç pratik değil. Ama iyi bir tarafı arka cam sileceklerinide ön camlar gibi sürekli ya da fasılalı çalıştırabiliyorsunuz. Ama bunu hareket halinde yapana kadar çok uğraşıyor yolda dikkatiniz dağılıyor. önerim araç dururken bu özelikleri önceden keşfedip beyninize reflex halinde kazımanız ve sonrasında yola çıkmanızdır.
Şu an aracımla 2000 KM yaptım. Bunun içinde bir İzmit ve birde Ankara'ya gidip gelme vardı geri kalanı şehir içinde kullandım. Ankara yolunda 1000 KM.yi tamamlar tamamlamaz. Arabayı performanslı kullandım. 180 KM.ye kadar hızı çıkardım. Araç devir göstergesi kırmızı noktaya yakın bile kullandım bu hızlarda. Hararette en ufak bir değişme olmadı. Zaten aracı teslim alırken mazotlu aracın hararetini yükseltemezsin diyorlardı bu doğruymuş. Şunu da söyleyebilirim ki araç virajlarda oldukça tatmin ediciydi. çünkü araca ilk bindiğinizde aklınızdan araba çok yüksek virajlarda dikkat etmeliyim diye hızlı bir düşünce geçiyor. Ama aracın ağırlığının faydasını virajlarda fazlası ile görüyorsunuz. Çünkü 1400 KG ağırlıkla viraja girdiğiniz gibi her hangi bir tarafa savrulmadan çıkıyorsunuz. Bunu her virajda hızı biraz daha yüksek tutarak denedeim ve hep aynı sonucu aldım. Araç yüksek hızda yüksek olmasına bağlı olarak rüzgar sesi yapıyor. Bunu 100 km.nin üzerinde her an duyabiliyorsunuz. Bu çok sorun değil ama ben alıştım. 180 km hızda bile gerçek hızı hissetmiyorsunu. Bazen şüphe bile duydum acaba hız göstergesi olduğundan yüksek mi gösteriyor diye. Ama km sayacına göz attığımda metre hanesi leblebi gibi artınca hızın gerçek olduğu ile ilgili bir şüpheniz kalmıyor. Ben hevesle 180 Km hıza çıktım. Bunu yaparken şunuda söylemeliyim ki gaza sonuna kadar hiç basmadım. Yine normal kullanıştaydı ayağımdaki pedal seviyesi. Yani dahada artacağını düşünüyorum. Bu durumda devir göstergesi kırmızılarda gezecektir. Bence hiç gerek yok bu kadar zorlamaya. sonuçta bir aile arabası ve muhtemelen benim gibi, yanınızda sevdikleriniz yani aileniz olacak. Bu nedenle bu hızlara bir daha çokmamaya karar verdim yol açıksa ve otobandaysanız bence aracın güvenli maksimum hızı 150 KM olmalı bilemediniz 160 KM. Bu hızlarda aracın kontrolunun açıklayamadığım bir hisle daha fazla bende olduğunu hissettim. Bunun üstündeki hızlarda aynı duyguya kapılmadım. Bunun hiçbir bilimsel verisi yok tamamen psikolojik.
Canımı sıkan nedenini bilemediğim bir şeyi paylaşmak istiyorum. Araç seyir halindeyken en ufak bir çukurda arka tekerleklerden garip bir ses duyuyorum. Sanki süspansiyon sistemi aşırı esniyerek teker kaportaya ya da tanımlayamadığım bir parçanın kaportaya sürtüyormuş sesi gibi bir şey. Bunu ilk fırsatta servisle paylaşıp baktırmayı düşünüyorum. Birde tabi klasik her forumda karşılaşabileceğiniz sorun bendede var. Aracın en ufak küçük taşlı ya da kumlu bir zemine girmesiyle içerde müthiş bir çıtırtı sesinin oluşması. Sanki kaportaya çarpan küçük taş parçaları gibi. İçiniziş acıtıyor resmen kaportaya hasar veriyormuş hissi veriyor. Bunun önceleri çamurluklarda davlyunbaz olmamasına bağlıyor sesinde kaportaya çarpan küçük taş parçaları olduğunu düşünüyordum. Ama eğilip baktığımda çamurluğun davlunbazla çok güzel bir şekilde izole edildiğini gördüm buda beni çok rahatlattı doğrusu. Tahminim davlunbazla çamurluk kaportası arasında bir boşluk var ve davlunabazın çıkardığı çarpma sesi bir davul gibi ses çıkartıyor. Doğrusu davlunbazı görünce bu seside dert etmemeye başladım. Çünkü aracıma bir zarar vermediğini biliyordum. Ancak arka süspansiyonlardan çıkan sese hiçibir gerekçe bulamadım ilk işim bunun nedenlerini araştırmak olacak.
Şimdiye kadar şehir içi ve şehir dışında KM de 170-178 kr. yaktı. fena değil ancak litre bazında ilk aldığımda 7.2 litre yakması biraz can sıkıcıydı. Yol bilgi ekranı çok menem bir şey değil. çünkü nasıl kullanırsanız kullanın hiç değişmiyor. Aracı fulleyince bir sonraki benzinliğe 630-650 Km gösteriyor. 125 TL ye tam olarak doluyor. ( 55 LT.) Ankara yolunda benzinliğe kalan Km ile yaptığımı toplayınca 850-900 KM.ye ulaştım. RAkamların net olmadığının farkındayım bunun nedeni ise önceki aracımda KM de 350 kr. ödeyen biri olarak 170 kr.yi görmek çölde vaha bulmak olduğu için. Birdahada detaylı hesaplamadım doğrusu. Bu rakamlar hafızamı zorlayarak çıkardıklarım.
Bu günlük bu kadar olsun. Daha sonra başka detaylarada gireceğim. Bundan sonra her deneyimi paylaşmaya çalışacağım. Bazı arkadaşların sabırsızlıkla güncelleme yapmamı beklediklerini biliyorum. Ama unutmamak gerekki çalışan bir insanın ve bu aralar tempom hafta sonları bile çok yoğun.

2 Mart 2009 Pazartesi

Motor Kullanım Bilgileri

Servis Şefine dizel araç kullanımı ile ilgili bir kaç soru sordum. Verdiği cevaplar bildiklerimin dışındaydı. Belli bir hızın üstüne çıkma demedi. Özellikle sordum bu konuyu. İlk KM.lerde 120 nin üzerine çıkmayacağımı biliyorum bu durumu kaç KM. sürdüreyim dedim. Duymak istediğim ilk 1000 ya da 10000 KM.ydi. Bana aynen şu cevabı verdi artık motor teknolojileri değişti. Araçlar fabrikadan rodajlı çıkıyor. Bu nedenle aracı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Yol uygunsa istediğiniz süratte kullanabilirsiniz dedi. Peki devir aralığı ne olmalı dedim. İdeal bir devri var mı? diye sordum. Dizel aracı yüksek devirlerde kullanmalısın. Motor biraz bağırmalı dedi. Gerçi bu yakıt tüketimini artırır ama dizel için çok sağlıklıdır dedi. Aracın ilk çalıştırma stop bilgilerini sorduğumda ise aracı ilk çalıştırmada benzinli dizel farketmez bir süre çalıştırmanız aracın herköşesinin yağlanması için sağlıklıdır dedi. Uzun yol yapmış aracı uzun süre kullanmışsanız ki biz buna aracı zorlu şartlarda kullanma diyoruz. Aracı bir süre çalıştırınki turbo soğusun dedi. Bir süre çalıştırdıktan sonra stop edin dedi. Sonra evde aracın kullanım kitabından çıkan dizel motor kullanımı pratik öneriler broşüründe ise benzer bilgiler yazıyordu. aracı aldığınızda size önerim bu broşürü detaylı olarak okumanız. Oradada aracı ilk 1000 KM de değişken devirlerde kullanın diyordu. Yani hızlıysanız yavaşlayın yavaşsanız hızlanın. Ancak bunların hiçbirini ani olarak yapmayın diyordu. Gerek kalkışlarda gerek normal sürüşlerde yavaş yavaş hızlanın diyordu. Çalıştırma stop bilgileri servisteki ile aynıydı. Yanlız şu kısmı ilginçti 3 dk dan fazla rolantide çalıştırmayın diyordu. Bu şekilde kullandım bende 2,5 günde 300 KM yaptım. O deneyimlerimide birazdan paylaşacağım.

23 Şubat 2009 Pazartesi

İlk Buluşma

Sonunda uzun süreli beklemem sona erdi ve Yeni MAtrix'ime kavuştum. Öncelikle kendimi seçtiğim renk konusunda tebrik ettim. Gerçektende metalik açık gri tam bu arabanın rengi. Hyundai acentasının önünde görünce gerçekten çok beğendim kendimi bir konuda daha tebrik ettim. İyi ki bu araca karar vermişim.

Brokratik işlemleri hallettikten sonra acenta araç hakkında kısa bir brifing verdi. Araç başında motorun kaputunu açıp motor aksamlarının yerlerini gösterdi. Akü, radyotor suyu, yağ çubuğu, silecek suyu vb.gib. Sonra kapı açma kapama ve alarm özelliklerinden bahsetti. Aracı kendi anahtarı ile açmayı denediğinde aracın alarmı kısa süreliğine öttü. Güvenliği kendi anahtarına bile duyarlı gibi anlamsız bir laf etti. Anladığım kadarı ile sistem kilidin içine herhangi bir nesne sokulduğunda otomatikman devreye giriyor ve anahtarı tanımladığında ise devreden çıkıyor. Bu nedenle oldukça güvenli geldi bana. Sonra içine oturduk. Kontak anahtarını takınca bazı ışıkların sönmesinden sonra çalıştırmalısın dedi. Bu önemliydi hemen bunu aklıma kaydettim. Onun dışındaki aracın cd çalar, silecek sinyaller ve yol bilgi ekranı tanıtımını öylesine dinledim. Bunları nasılsa aracı alıp ilk fırsatta orasını burasını kurcalarken öğrenecektim. Benim için böylesi daha heyecanle ve zevkli. Kendimin keşfetmesi.

Ben aracı alırken extradan farkını ödeyerek park sensoru taktırmıştım. Park sensorunu umduğumdan iyi çıktı. Daha önce Toyota Corolla ve Mitsubishi carisma da kullanmıştım park sensorunu. Dıt dıt ötüyor hethangi bir görsel öğeyle desteklenmiyordu. Aracın sol ön alt köşesine yerleştirdikleri dışardan bakıldığında alarm izlenimi veren küçük bir kırmızı ekran koymuşlar. Aracı geri vitese takar takmaz ekran devreye giriyor. Ve arkadaki nesne sağdamı soldamı ve kaç metrede olduğu hakkında bilgi veriyor. Uzakta ise kesik kesik dıt sesi yaklaşmış iseniz kesiksiz uzun dıt sesi veriyor. Ekranın sağındaki ya da solundaki dalgalanmaya göre hangi yönden çarpabileceğinizi görebiliyorsunuz. Ayrıca mt. ve cm. bilgisi aniden sıçrayarak korkmanızıda önlüyor. Bunuda oldukça beğenmiştim.

Şimdilik bu kadar; En kısa zamanda acentadaki servis şefinin yaptığı dizel motor kullanım bilgilerini ve ilk sürüş deneyimlerimi bahsedeceğim.

19 Şubat 2009 Perşembe

Kasko Maliyeti

Daha önce kasko maliyetini paylaşacağımı söylemiştim. 1,5 ay kadar önce eski arabamı kasko yaptırmıştım. O kaskoyu yeni Matrix'ime taşıdım bunun maliyeti 128 TL.oldu. 360 yada 420 TL eski kaskom olduğunu düşünürsek. Bana 488-508 tl'ye mal olmuş oldu. Buda sıfır bir araba için oldukça düşük olduğu ortada. Bu arada aracın kaskosu sigorta şirketinin en özellikli kaskosu olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Tabi şirketin 2002'den beri müşterisi olmam çok yüksek oranlarda indirim almama neden oldu. Ancak şunuda söylemeliyimki daha önce meriva almama ramka kala sigortacımı aradığımda 1000 tl'nin üzerinde ücret çıkarmıştı. Bu nedenle Türkiye'de üretilen bir arabanın daha ekonomik olacağı tezim doğrulanmış oldu. Dolayısı ile Hyundai Matrix daha elime geçmeden yüzümü güldürdü. Bu arada artık aracımın elime geçmesine 24 saatten daha az bir zaman kaldı. Doğrusunu isterseniz oldukça heyecanlıyım. Yarın öğleden sonra aracı teslim almayı planlıyorum. İlk izlenimlerimi paylaşırım. Cumartesi günü uzun süreli kullanmayı planlıyordum. Ne yazıkki o gün çalışmak durumunda olduğum için bunuda Pazara ertelemek durumunda kaldı. Bundan sonra araçla ilgili yaşadıklarımı sürekli paylaşıyor olacağım. Yani sitem daha sık güncellenecek. İlk uzun yolumuda 2 hafta sonra yapmayı planlıyorum. O deneyimimide paylaşacağım.

14 Şubat 2009 Cumartesi

Ekonomik konfor arayanlara Matrix

...Bu bilgileri paylaşırken ayrıntılı teknik veriler yerine, daha çok günlük hayatımızda kullanabileceğimiz bilgiler sunmaya özen göstereceğim. Bu haftaki sürüş izlenimimiz ülkemizde önemli bir yere sahip Hyundai`den. Hyundai`nin MPV (İngilizce`de çok amaçlı araç anlamındaki tanımın Türkçe karşılığı) sınıfındaki temsilcisi Matrix (1.5 CRDI STYLE SR. Benim testini yaptığım versiyon). Soğuk bir İstanbul sabahında Matrix ile buluştum. Başlamamızla birlikte İstanbul`un dar sokaklarında kendimizi bulmamız bir oluyor. Aracın büyüklüğüne adapte olmak için geçirilmiş birkaç dakika sonrasında, keyfim yerine geliyor. Her ne kadar araç bir MPV sınıfında ve ebatları ile de rakiplerine belirli oranda bir fark atsa da yollarda zorlanmıyor, şehir içi trafiği için oldukça uygun. Aracın dikkatimi çeken özelliği, yüksek oturma pozisyonu. Bu yükseklik ve geniş ön cam, görüş açısının netliği açısından ve trafikte psikolojik bir etki olarak sürücüyü rahatlatıyor. Ayrıca iç mekanın genişliği ve ferah tavan yüksekliği bu etkiyi artırıyor. Bu özellikleri ile bir aile aracı olduğu aşikar. Birkaç çocuklu aileler için uygun ve konforlu bir sürüş vaat ediyor. Yalnız iç mekanda kullanılan malzemenin ortalama kalitesi yüzünden çok yüksek beklenti içinde olmamanız gerektiğini size peşinen söyleyeyim. Mp3 çalar ve dijital göstergeli bilgi ekranı gibi teknolojik özellikleriyse keyfinizi yerine getirmek için yeterli. Çocuklu ya da çocuksuz aileler için oldukça uygun bir tercih görünümünde olan Matrix`i, performanstan ziyade makul şartlarda konfor ve ekonomik seçenek arayanlara tavsiye ederim. Matrix`in satış fiyatı 24,800-29,560 aralığında. Sonuç olarak Hyundai`nin İzmit`teki fabrikasında üretilen ve 2008`in en çok satılan MPV`si Hyundai Matrix, `Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı`
GÜVENLİK
Benim için güvenlik her şeyden daha önemli diyorsanız... Özellikle çocuklu aileler için önemli bir özellik, ISOFIX. Yani çocuk koltuğu sabitleme mekanizması tüm versiyonlarında standart. Buna ek olarak, hava yastıkları (sürücü, ön yolcu ve yan), ABS fren sistemi, aktif gergili emniyet kemerleri, imobilizer (elektronik şifreli motor kilidi) gibi güvenlik özellikleri, bu yöndeki beklentileri karşılıyor.
SÜRÜŞ KONFORU/ MOTOR
Çok sert virajlarda daha dikkatli kullanılması gerektiğini düşündüğümüz Matrix, şehir trafiğinin o bildik `dur kalk`larında olumlu tepkiler verdi. Sadece bozuk yollarda ilerlerken kabinde fazla tıkırtı duyuluyor. Aracın yol tutuşuna gelince... Matrix, sakin kullanılması gereken bir aile otomobili. Özellikle virajlarda zorlanmaması gerektiğini hissettim sürüşüm boyunca. Matrix, Türkiye`de 1.5 dizel 110 hp ve 1.6 benzinli 103 hp`lik seçenekleriyle sunuluyor. Otomatik vites tercih edenlerdenseniz, 1.6 benzinli olanı seçmeniz gerekiyor, zira dizel seçeneği sadece manuel şanzımana sahip. İşte tam da burada Matrix filmine gönderme yapma zamanı geldi. Filmin kahramanı Neo`ya sunulan mavi ve kırmızı hap gibi bir seçim yapmak gerek Hyundai Matrix`de. Dizel motorlu ancak manuel vites mi yoksa benzinli motorlu otomatik vites mi? (benzinli motorun manuel vites seçeneği de mevcut) Seçiminizi etkileyecek birkaç ipucu vererek işinizi kolaylaştırayım. Hyundai`nin 1.5`lik dizel motor seçeneği yakıt tüketimi açısından benzinli alternatifine oranla daha makul. Şehir içi ortalaması 100 km`de 5.2 lt. Bu rakam benzinli otomatik vites seçeneğinde 8.3 lt.`ye çıkıyor. Benzinli motor seçeneğinin manuel versiyonunda ise bu rakam 100 km.`de 7.2 litre.
Artısı-Eksisi
Yüksek oturma pozisyonu geniş görüş ve yola hakimiyet kazandırıyor
Dizel versiyonu yakıt tüketiminde cimri
Makul satış fiyatı
Geniş iç hacim çocuklu aileler için yeterli alan sağlıyor
Baz güvenlik özellikleri standart
Benzinli motor seçeneği yakıt harcarken savurgan davranıyor
Dizel motor seçeneğinin otomatik vites versiyonu mevcut değil
Bozuk zeminde, araç içinde gürültü ve sert virajlarda savrulma hissediliyor
07.02.2009
TÜLAY BİLBEN / TÜLAY`IN DİKİZ AYNASI

13 Şubat 2009 Cuma

İtalya`da Türk Hyundai Matrix show

2007 Nisan ayından itibaren sadece Türkiye’de üretilip dünya pazarlarına ihraç edilmeye başlanan Hyundai Matrix, yenilenen görünümü ve özellikleriyle Cenevre Otomobil Fuarı’nda dünyaya tanıtıldı.TÜRKİYE`NİN YILDIZI CENEVRE`DE

İlk kez 2005 yılı Eylül ayında ülkemizde satışa sunulan ve 2007 Nisan ayından itibaren de sadece Türkiye’de üretilip dünya pazarlarına ihraç edilmeye başlanan Hyundai Matrix, yenilenen görünümü ve özellikleriyle Cenevre Otomobil Fuarı’nda dünyaya tanıtıldı.
Yenilenen Matrix
Hyundai’nin tüm dünya için sadece İzmit Fabrikası’nda üretilen MPV-B segmentindeki modeli Matrix, 20 milyon USD tutarında yapılan yatırım ile yenilenerek Cenevre Otomobil Fuarı’nda dünya vitrinine çıktı. Yeni tasarımıyla daha da çekici bir görünüme kavuşan Matrix, Nisan ayından itibaren Türkiye’de satışa sunulacak ve tüm dünyaya yine Hyundai Assan İzmit Fabrikası’ndan ihraç edilecek.
Tasarımı Pininfarina tarafından çizilen ve yıllara meydan okuyan çekici görünümüyle satışlarını sürdüren Matrix, diğer Hyundai modellerine yakınlaştırılan çizgileriyle Hyundai’nin tasarım anlayışını iç ve dış dizaynında sunuyor.
Özellikle genç aileler tarafından tercih edilen Matrix’teki yenilikler ön taraftan başlıyor. Çamurluklara kadar uzanan ve daha da büyütülen ön farlarla birlikte yeni tasarıma kavuşan radyatör ızgarası, ilk bakışta dikkati çeken değişiklikler arasında yer alıyor. Matrix’in öndeki yenilikleri tamponda da devam ediyor. Tasarımı yenilenen ön hava giriş kanalı daha da büyütülürken yanlardaki sis farları da daha belirgin hale getirilerek aracın kendine özgü bir havaya kavuşması sağlandı. Bu değişim, Matrix’in daha sportif hale getirilen ön kaputunda, ön kanatlarında ve yeni tip jant kapaklarında da görülüyor. Arka tarafta ise en önemli değişiklik tamponda yapıldı. Sportif çizgilerle yeniden tasarlanan arka tamponda formu değiştirilen sis farları da dikkat çekiyor.
Matrix’in iç tasarımındaysa yeni gri döşemelere yer verilirken orta konsolda bulunan radyo/CD/MP3 çalar etrafındaki çerçeveler yenilendi. Ancak Matrix ile özdeşleşen ve kullanıcılar tarafından oldukça beğenilen göstergeler, orta konsoldaki bilgi ekranı, klima kontrolleri, dört kapıda elektrikli camlar, yüksek oturma pozisyonu, görüş açılarını artıran geniş camlar ve 40/60 oranında katlanan arka koltuklar gibi özellikler aynen korundu. Sunroof opsiyonel olarak sunulmaya devam ederken Matrix’in 350 litrelik bagaj hacmi, arka koltulklar tam olarak yatırıldığında 1.284 litreye çıkıyor.
Matrix’in motor seçenekleri de 110 PS gücündeki 1.5 litre CRDi-VGT dizel, 103 PS gücündeki 1.6 litre benzinli ve 123 PS’lik 1.8 litre benzinliden oluşuyor. Türkiye pazarında sadece 1.5 dizel ve 1.6 litre benzinli motorlar sunulmaya devam ederken diğer pazarlar için tüm motor seçenekleri İzmit Fabrikası’nda üretilip ihraç ediliyor.
Kaynak : http://www.tumgazeteler.com/?a=2622671